Şimdi sana desem ki, vampirlerle dolu bir partiye davetlisin. Korkma, ısırmıyorlar. Hatta seni seviyorlar diyebilirim. Çünkü bu Vampy Party başka… Böyle gotik gotik bakışlar, kırmızı fonda dönen makaralar ve her turda yükselen adrenalin. “Ben bu tarz oyunlardan korkarım” diyen ben bile kaptırdım kendimi. Çünkü burada korku değil, keyif var. Hem de bol kazançlısından.
Slotter ’da karşıma çıktı bu. Açtım, bir baktım; efendim işte vampir kızlar, içecekler, parti ortamı falan… Dedim bu nasıl slot? Ama sonra ilk spin… Sonra ikinci… Ve boom! Bir çarpan indi ki sorma. O andan sonra zaten içime bir vampir kaçtı galiba. Sürekli “bir el daha, bu sefer büyük geliyor” diye diye gecenin üçü oldu.
Bu Parti Karanlık Ama Karanlıkta Parlayan Bi’ Şey Var
Oyunun ambiyansı bi’ acayip. Karanlık, dumanlı, gizemli… Ama öyle kasvetli değil ha, öyle “uyuz uyuz baktıran” slotlardan değil bu. Şeker gibi dönüyor makaralar, efekti yerinde, müziği tam dozunda. Kafa ütülemiyor ama ruhu gıdıklıyor. Her spinde başka bir heyecan.
O karakterler yok mu… Bir tanesi var, kırmızı elbiseli. Her geldiğinde içimden geçiyor, “tamam bu tur patlayacak”. Ve öyle de oluyor çoğu zaman. O yüzden de oyunla bir bağ kuruyorsun. “Bak bu benim kız, geldi mi işler değişir” havasına giriyorsun.
Slotter da sağ olsun, bu oyunu yağ gibi sunmuş. Ne donma var ne saçma sapan bekleme. Takır takır akıyor her şey. Sanki gerçek bir partidesin. Bi’ yandan oynuyorsun, bi’ yandan iç sesin susmuyor: “Hadi lan, bir 100x patlat da dansa kalkalım.”
Vampir Değil Bu, Bildiğin Şans Avcısı
Bak açık konuşalım. Bazı slotlar vardır, göze hitap eder ama cebine etmez. Bazısı da kazandırır ama zevki yoktur. Vampy Party bunların tam ortasında. Görseliyle seni sarıyor, çarpanıyla seni şaşırtıyor. Yani “tam bi’ oyun olmuş” diyorsun.
Şöyle diyeyim… Yorgun geldin eve, moral sıfır. Aç Vampy Party’yi Slotter’dan, bi’ iki tur çevir. Bırak o karanlık atmosfer içine alsın seni. Belki büyük kazanmazsın ama inanki o ruh halinden çıkarsın. Çünkü oyun “haydi bakalım, hadi biraz neşelen” der gibi…
Kazanmak elbette güzel. Ama burada esas olay, oyunun verdiği his. Her spinde “bir şey olabilir” hissi var. Bi’ ışık, bi’ ses… Hop, partide spot ışığı sana çevriliyor. Kafanda tek şey: “Şimdi geliyor oğlum, şimdi!”
Gece Bitse de Vampirler Hatırlanır
Vampy Party oynarken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsun. Bi’ bakmışsın saat gece dört. “Yahu sabah iş var” diyorsun ama el gitmiyor oyunu kapatmaya. Çünkü seni iyi hissettiriyor bu oyun. Eğleniyorsun, gülüyorsun, bazen de “az daha gelseydi be” diye sitem ediyorsun.
Ama işte hayat da böyle değil mi? Az daha gelseydi dediğimiz anlarla dolu. Belki de Vampy Party bu yüzden bu kadar gerçekçi. Çünkü bazen bir vampir partisi, bir günün bütün ağırlığını alıp götürebiliyor.
Ve biliyorum… Bu oyun seni de içine çekecek. Çünkü bazen en karanlık gecelerde bile, parlayan tek şey bir slot çarpanıdır.
